26 Eylül Türk Dil Bayramı

26 EYLÜL TÜRK DİL BAYRAMININ 90. YILI KUTLU OLSUN…

Mustafa Kemal Atatürk’ün, 11 Temmuz 1932 tarihinde “Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti benzeri bir dil cemiyeti kurulmasını istemesi üzerine 12 Temmuz 1932 ’de günümüzde Türk Dil Kurumu adını alacak olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulmuştur.

26 eylül 1932 ‘de toplanan I. Türk Dil Kurultayında Halit Fahri (Ozansoy)’nin önerisi ile her yıl 26 eylül gününün “Türk dil bayramı” olarak kutlanması kabul edilmiştir.

Atatürk, öncülüğünü yaptığı çağdaşlaşma hareketinde, dil bağımsızlığını, siyasal ve ulusal bağımsızlığın ayrılmaz parçası olarak değerlendirip, dilimizin başka dillerin etkisinden kurtarılması yönünde çalışmalar başlatmıştır.

“Türk Milletinin dili, Türkçe’dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk Milletinin kalbidir, zihnidir.” sözleri ile Atatürk, dile verdiği önemi ve Türk dilinin Türklüğün en temel taşlarından biri olduğunu en açık bir şekilde ifade etmektedir.

Dil, Bir arada yaşayan insanların birbirlerini anlama, tanıma ve düşüncelerini paylaşabilme özelliğine de sahiptir.

Bu arada, Kosova Meclisi’nin; “Kosova’nın tarihi dokusunun, toplumsal yapısının ve sosyal hayatının korunması ve idamesine verilen önemi gösterdiği” gerekçesi ile Türkçe’yi Prizren’de resmi dil olarak tanıması da memnuniyet verici bir karar ve bizim için de önemli bir örnek olmuştur.  Günümüzde ise, Ülkemizde maalesef Türkçe’nin kullanımına gereken duyarlılık ve özen gösterilmemektedir.

Unutulmamalıdır ki, kültürümüzün evrenselliği ve Ulusumuzun saygınlığının artması, Türkçe’nin yaşayan bir dil olarak gelişimini sürdürmesiyle olanaklıdır.

Dilin kullanımını ve gelişimini doğrudan etkileyen yazılı, sözlü ve görsel basınımız, sorumluluklarının bilinciyle, dil kullanımına özen göstermeli, dil yanlışlıkları yapmamalıdır.

Tüm bireylerin, Türkçe’mizin doğru ve etkili kullanımı konusunda duyarlı olması, yabancı sözcüklerden arınmış konuşma ve yazı dilini kullanması ve bu konuda eğitimin yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır.

Bir ulusun, ekonomik, siyasal, kültürel bağımsızlığını ve dünyadaki onurlu yerini korumasının, benliğine sahip çıkması, dilini yaşatması ve geleceğe taşımasıyla olanaklı olacağı unutulmamalıdır.