Konuşma Sanatı

KONUŞMA SANATI

 

Bildiğiniz gibi konuşma, sürekli bir düşünme alış-verişidir. Aynı zamanda bireyi aşan ve tarih içinde toplumsal birikim sağlayan bir haberleşme örgütüdür. Böyle dinamik bir örgütte düşüncelerin ve duyguların “dile getirilmesi” gibi (aktif) ve bunların “algılanması” gibi (pasif), iki yanlı bir çalışma vardır.Konuşmanın esası, “konuşan” ile “dinleyen” arasında konuşulan şeyin (mesaj) anlamında birleşmek olduğuna göre, onu daima bu çok yanlı bütünlüğü içinde düşünmek gerekir.

Ancak hemen belirtmeliyim ki böyle bir amacın gerçekleşmesi, yani olumlu bir sonucun alınması, konuşan ve dinleyen tarafların, konuşmanın ne olduğu, neye yaradığı konusunda bilinçli bulunmalarına sıkı sıkıya bağlıdır.

İşte, duygu, düşünce ve istekleri içine alan konuşma dinamiğine baktığımızda, Neden konuşuruz ? sorusuna ;

–              Varlığımızı kanıtlamak,

–              Benliğimizi kabul ettirmek,

–              Doyum sağlamak,

–              Ruhsal ve sinirsel gerginlikten kurtulmak, rahatlamak,

–              Toplumsal ilişki kurmak veya

–              Çevremizi denetim altına almak için konuşuruz cevabını verebiliriz.

Biraz dikkat edilirse, tarihe mal olmuş bütün büyük adamların iyi birer konuşmacı oldukları ve gereken en uygun yerde, en uygun sözleri söyleyebilmiş oldukları görülür.

Sakarya savaşı sırasında ATATÜRK ’ün “ Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır ve bu da bütün Vatan sathıdır” sözleri küçüğünden büyüğüne kadar herkese Başkomutanın ne demek istediğini en veciz bir şekilde anlatmıştır.

Konuşma bu kadar önemli olmasına rağmen, insanlar bilhassa toplum önünde konuşmaktan neden çekinirler, sıkılırlar ve korkarlar ?

Bunun en basit cevabı,

–              Kendilerinden emin olmamaları,

–              Toplumun önüne çıkınca bir şey söyleyememek,

–              İstediği ve düşündüğü şey ve kelimelerden başka şeyler söylemek,

–              Toplumun kendisini kabul etmemesi, hatta tahkir etmesi endişesidir.

Bunu çözebilmek için her şeyden önce insanın korktuğu şeyi yapması ve böylece toplumun sanıldığı gibi korkunç, hiçbir hatayı affetmeyen, anlayışsız ve somurtkan insanlardan bir araya gelmediğini tecrübe ile anlaması lazımdır.

Bir topluluğa karşı konuşurken, cesaret ve özgüveni kaybetmemek, soğukkanlı ve açık olmak, inanın çoğu insanın hayal ettiğinin onda biri kadar zor değildir

Pek çok konuşmacının gelişimleri ve yapılan çalışmalar incelendiğinde, aslında konuşmanın içinde biraz heyecan ve telaş taşıması konuşmayı daha renklendiren bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.

Bir konuşma yapmanın her zaman bir sorumluluğu vardır. Bu, konuşma birkaç düzine insana bile yapılsa, küçük bir iş toplantısı da olsa, geçerlidir. O heyecan ve akıcılık her konuşmanın içinde yerini almalıdır.

Güzel konuşma doğuştan gelen bir yetenek değildir. Bu, bir spor dalı gibidir. Herkes, istediği taktirde yeteri kadar, kendi başarısını yaratacaktır.

Şöyle ki, ayakta, bir topluluğa karşı konuşurken, oturduğunuz zamanki soğukkanlılık ve mantıkla neden konuşamayacağınızı açıklayan geçerli bir sebep gösterebilir misiniz ? Elbette böyle bir sebep yok !

Aslında, bir gruba karşı konuştuğunuzda daha iyi düşünebilirsiniz. Seyircinin varlığı, insana beynini daha verimli kullanması için gereken motivasyonu ve ilhamı sağlar. Bu anlarda düşünceler, gerçekler, fikirler, anlayamadığınız bir şekilde dilinizden akar, bir uyum içinde dökülüverirler.

İşte bu, tecrübedir. Çok çalışmak ve azmetmek, bunu kazandıracaktır.

Çok heyecanlı, öfkeli veya kederli olduğu zamanlarda insan istediğini pek güzel söyler. Mesela yolda giderken ayağınızı bir TAŞA çarpsanız, en büyük kalabalık içerisinde bile acınızı ifade edecek kelimeyi bulmakta güçlük çekmezsiniz.

Şu halde, toplum önünde konuşabilmenin en önemli şartı insanın kendisini unutması ve konuşacağı konuyu, topluma vereceği şeyleri düşünebilmesidir. Bu da düşünerek, okuyarak ve dinleyerek olur ki, kısacası eğitim ve öğrenim demektir.

Kısacası iyi bir konuşma: Topluma, dinleyicilere bir şey verebilen bir konuşmadır. Eğer bir şey veremiyorsa, onlardan bir çok şeyler alıyor demektir. Onların sabrını, zamanını, iyi niyetlerini, huzurunu hatta inançlarını bile…

İyi bir konuşmada kullanılan kelimeler açık ve yerinde olmalı , ifade edilmek istenen fikirleri tam verebilmelidir.

” YANLIŞ KELİMELERLE BİR FİKRİ İFADE ETMEK, YANLIŞ VE EKSİK TARTILARLA BİR TERAZİDE DOĞRU TARTMAYA ÇALIŞMAYA BENZER”

Hatta bir düşünür ; ” Fikirlerini tam ifade edemeyen insanlar düşünmeyi bilmeyenlerle aynı seviyededir, ” demiştir.

Tabi konuşmacının ses tonu, şivesi,duruşu, bütün bunlar iyi bir konuşmayı tamamlayan faktörlerdir.

İyi bir konuşmacı hakikaten sevdiği, heyecan duyduğu, dolu olduğu ve karşısındakilere böyle bir mesaj vermekten mutluluk duyacağı bir KONU, uygun bir ZAMAN ve uygun bir TOPLUM seçmeli ve hiç bir zaman konuşmak için konuşmamalıdır.

Konuşma renkli olmalıdır. Bu da güzel sözlerle, misal, teşbih ve gerekirse uygun fıkralarla süslenmiş bir konuşma demektir. Böyle bir konuşma sıkmaz ve ilgi çeker. Bunun asıl faydası da dinleyicilerin söyleneni daha çabuk anlamalarıdır.

Bunun en iyi örneklerinden biri;

İngiltere savaşı sırasında ” tarihin hiç bir döneminde bu kadar çok insan, bu kadar az insana, bu kadar çok şey borçlu olmamıştır ” diyen CHURCHILL için, KENNEDY, ” O, kelimelerini birer birer seferber etti, savaş meydanlarına yolladı ve harbi kazandı” şeklindeki misaldir.

KONUŞMADA AMAÇ

–              Öğretmek

–              Düşünce ve kanıları değiştirmek

–              İzlenim yaratmak ve

–              Olay içinde yaşatmaya yöneliktir.

Muhakkak olan bir şey varsa o da bir konuşmanın samimi, içten olmasıdır.

“ŞİŞMAN BİR ADAMIN AZ YEMENİN, PERHİZ YAPMANIN FAYDALARI ÜZERİNE YAPACAĞI EN MÜKEMMEL KONUŞMANIN HİÇ BİR ETKİ VE DEĞERİ OLAMAZ”

İyi bir konuşma mantık çerçevesinden ayrılmamak şartı ile kalplere hitabeden bir konuşmadır.

“İYİ BİR KONUŞMA GÜZEL BİR KADIN ELBİSESİNE BENZEMELİDİR. KONUYU KAPLAYACAK KADAR UZUN, FAKAT ENTERESAN OLACAK KADAR DA KISA OLMALIDIR”

İnsan ilişkilerinde başarılı olmanın en önemli unsurlarından birisi de başarılı iletişim bilincine sahip olmaktır. (yüz yüze ilişkilerde kelimeler % 10, ses tonu % 30, beden dili ise % 60 oranında etkili olmaktadır.) Bunun için ;

–              Beden dilini, Jest ve mimikler ile yüz ifadelerini, el, kol ve baş hareketlerini uyumlu kullanmak

–              Dinleyenlerle göz teması kurmak

–              Etkili, güzel konuşma ve ses tonunu iyi kullanmak

–              Güvenli ve güven veren bir duruşa sahip olmak

–              Sempatik, dostça ve herkese eşit davranan bir tavır ortaya koymak

–              Sabırlı, anlayışlı ve alçak gönüllü olmak,

–              Konusunda bilgi birikimine sahip olmak ve doyurucu açıklamalar yapmak

–              Hareketleri uyumlu, etkili kişilik ve görünüş ile düzgün kılık ve kıyafete sahip olmak,

–              Dinleyici kitlesinin düzeyine uygun tavır ve konuşma yapmak gerekmektedir.

Bu bilgiler ışığında , yöneticilerimizin de yukarıdaki açıklamalara uygun hareket etmeleri başarı oranlarını arttıracak ve böylece Ülkemizin ihtiyacı olan, gelecek nesilleri düşünen, dürüst, bilgili, seviyeli, ahlaki değerleri ön planda tutan, erdem sahibi, vizyonu geniş bir yönetici profilini çizmek de mümkün olabilecektir.

TOPLUM ÖNÜNDE KONUŞMA BECERİLERİ / KİŞİSEL GELİŞİMİN ANAHTARLARI

 ANLATIM

  • Anlatım (ussal – duygusal)
  • Mimikle anlatım (jestler)

DİYALOG (KARŞILIKLI KONUŞMA)

  • Toplum önünde söz söyleme sanatı  (konuşma – konuşmacı)

 DİNLEMEK

  • Dinleme – dinleme testi
  •  İnsanları etkileme, sanatı
  • Cesareti ve güveni geliştirme,

 ANLATIM    (Metnin bütünündeki düşünce ve duyguların belirtilmesi)

1- USSAL ANLATIM :Genellikle televizyon ve radyolarda sunulan haberler ussal anlatıma girer. Spiker bu tür anlatımlarda duygu ve düşüncesini belirtilmez, bir araç görevini üstlenerek haberi aktarır. Başka bir örnek verecek olursak bir geometri teriminde “ Bir üçgenin iç açılarının toplamı iki dik açıya eşittir. “ tümcesinde duygu hiçbir zaman gerekli değildir.

Ussal anlatımda çoğunlukla genel ton orta ton olup (günlük konuşma) sesin yüksekliği ve şiddeti pek büyük değişiklikler göstermez.

2- DUYGUSAL ANLATIM : Ton çeşitliliği ve sesin şiddeti çok önemlidir.Genel ton, parçada verilmek istenen duyguya göre değişir. Sesin yüksekliği hiddet, hayret ve taşkın sevinç gibi duygularda tiz tonlara yükselirken, karamsarlık, umutsuzluk ve ıstırap gibi duygularda pes tonlara düşer. Sesin şiddeti ise içten gelen dinamizmi anlatır.

DUYGUSAL ANLATIM ÖRNEKLERİ

KIZGIN :  Hava güzel ama, biz dört duvar arasında kapalıyız.

ŞEFKATLE : Hava güzel. sokağa çıkalım yavrum. Hava alırsan iyileşirsin.

ACILIKLA : Hava güzel ama, kederimi arttırmaktan başka işe yaramıyor.

AÇIĞA VURMA : Ne yapalım ben bahsi kaybettim:Hava güzelleşti.

ÖFKELİ : Yazıklar olsun . İşte sen busun !

MİMİKLER

İnsan ilişkilerinde hiçbir şey, belki yüz ifadesi kadar önemli ve anlamlı olamaz.

Üzüntünün veya kızgınlığın gülümseyen bir ifadeyle, sevincin çatık kaşlarla ifade edilmesi uygun düşmez. Güvenli bir ifade, verilen mesajla uyum içindeki bir ifadedir. Öfkeli bir mesaj veya memnuniyetsizlik en açık olarak donuk bir ifadeyle verilebilir.

YÜZ İFADELERİ

Bir yüzde yüzlerce anlam gizlidir. Kişiye ve sosyal yapıya ait bilinç ve bu bilincin oluşturduğu düşünce, insanın yüz ifadesini etkilemektedir.

Yüz ifadesi, bir dizi insani duygular anlatır.

Yüz kasları duygusal bir ifadeyi yansıtma açısından esas olarak üç grupta değerlendirilir;

Alın kasları,

Göz kapakları ve çevresi kasları,

Ağız bölgesi, dudaklar ve çene kasları,

Yüz ifadelerine en derin anlamı göz çevresinde bulunan kas grupları vermektedir.

 (DİYALOG) KONUŞMA SANATI

KONUŞMANIN UNSURLARI

1) Ses 2) Telâffuz      3) Konuşma dinamiği (duygu, düşünce, istek) 4) Kelime hazinesi   5) Üslûp

TOPLUM ÖNÜNDE KONUŞMA BECERİLERİ EĞİTİMİ

KONUŞMADA AMAÇ

  • Öğretmek
  • Düşünce ve kanıları değiştirmek
  • İzlenim yaratmak ve
  • Olay içinde yaşatmaya yöneliktir.

İYİ BİR KONUŞMACI

  • Gözlemci, dikkatli, araştırmacı,
  • Konusunda Bilgi birikimine sahip,
  • Olgun, Mantıki bir akış içinde düşünme yeteneği olan
  • Dinleyicisini yakından tanıyan
  • Kişiliğin önemini bilen
  • Kendini eleştirebilen ve
  • Ahlaksal sorumluluk taşıyan niteliklere sahip olmalıdır.

HATASIZ KONUŞMA

– NE SÖYLEMEK İSTİYORUM ? Her cümleye başlamadan önce kendinize bu soruyu sorun.

– NASIL SÖYLEYEBİLİRİM ? Meramınıza en uygun kelimeleri bulmaya çalışın.

– DAHA AÇIK KONUŞABİLİR MİYİM ? Bir deyim, terim veya benzetmenin amaca hizmet edip

etmeyeceğini düşünün.

– KONUŞMAMIN ETKİSİ NE OLUR ? Kullanılan deyim veya benzetmenin anlatıma bir katkısı olup

olmayacağını dikkate alın.

– DAHA KISA KONUŞABİLİR MİYDİM ? Cevap evetse hemen kısaltmaya başlayın.

                                                     ETKİLİ KONUŞMA TEKNİKLERİ

 KONUŞMAYA BAŞLARKEN DİKKAT ÇEKMEK (GÜÇLÜ GİRİŞ)

1- Merak uyandırın

2- İnsanları ilgilendiren hikayeler kullanın

3- Somut bir tek örnek verin

4- İlgi çekecek konuyla ilgili bir şey gösterin

5- Sorular sorun

6- Ünlülerden alıntılar yapın ; onların sorularını kullanın

7- Dinleyicinin kişisel ilgi alanına girmeye çalışın, onlarla ilgili örnekler bulun.

  KAPANIŞ … (GÜÇLÜ SONUÇ)

1- Değindiğiniz önemli noktaları özetlemek

2- Harekete davet etmek

3- Dinleyicilere içten bir kompliman yapmak

4- Dinleyiciyi güldürebilmek

5- Şiirsel bir son verebilmek, dizelerden yararlanmak

6- Konunun esasını oluşturacak bir zirve yaratabilmek

7- Konuşmada doğru ifadeyi verebilmek

KONUŞMANIN ŞABLONU !..

  1. Dikkat çekerek (hişt)
  2. Konu açıklanır
  3. Nedenleri sıralanır (sorun / çözüm)
  4. Örnek ile desteklenir
  5. Sonuç amaca uygun olarak oluşturulur.

DİNLEMEK

 İyi bir konuşmacı iyi bir dinleyicidir. Dinlemek başarının anahtarıdır. Dinlemek yeni ufuklar açar. Ayrıca, öğrenmenin de anahtarıdır.

Birini dinlemenin nedenleri ?

  • Bilgilenmek
  • Eleştiri almak
  • Diğerlerini değerlendirmek ve saygı göstermek
  • Bir başkasının öyküsüne katılmak
  • Diğerlerinin deneyimlerinde ve anlayışlarından faydalanmak
  • Bir konuya hakim olmak (bilgi güç sağlar)
  • Ufkumuzu genişletmek
  • Bir ilişki oluşturmak

 Aynı zamanda da konuşmacının ;

  • Sesine
  • Sözcük seçimine
  • Tonlamasına
  • hızına
  • Bedenine – Beden diline duyarlı olmaktır.